Hayat Israfı


Diyelim ki, mesela, acaba;  şimdiye kadar hayatını israf etmiş biri anlatıyor.

Sanki benim hayatım da israf edilmiş hayatlardan. Öylesine yaşıyorum. Hayat amacım yok. İsteklerim var. Bazıları benim o isteklerime hayat amacı diyor. Sözlerimde sanki ben her şeyi yaparım gibi konuşuyorum. Cümlelerimde çok fazla “ben” kullanıyorum. Olmadığım ama olmak istediğim şeyi sanki ben oymuşum gibi söylüyorum.
Ya Hu ne yapıyorum ben?  Benim çalışmam lazım ben büyük adam olmalıyım. Çünkü ben bir numara olabilirim.  
Fakat bir bana bakıyorum bir de olmak istediğim bana. Olmak istediğim kişi saygı gösterip “vay be” dediğim, hatta hayran olabileceğim biri. Şimdiki ben üzüldüğüm, acıdığım biri.
Ama zevklerimden de vaz geçmiyorum. Bağımlısı olduğum zevklerim var bana elem veren, belki de beni bu hale mahkûm eden.
Yaşadığım hayat ile kafamdaki bir değil.
Halsiz kalmışım yürümeye dermanım yok. Açım doyuramıyorum kendimi. İsteklerim çok ama armudun pişip ağzıma düşmesini istiyorum.
Sanki bu bir hastalık, çünkü hayatımı yaşamadan bitiriyorum. Hayatımda eksik olan bir şey var, galiba o eksik de benim.

Amaçsızlık, neden yaşadığını bilmeden yaşamak, hiç ölmeyecek gibi yaşamak… Zamanı durduramadığın sürece bunlar hep pişmanlık doğurur.


8 yorum:

  1. Bir elimizde istediklerimiz bir elimizde sahip olduklarımız var. O sahip olduklarımız aslında "kaybedebileceklerimiz" diye düşünüp korkup, ancak istemekle kalmamızın nedenleri mi ki? Belki de benim için sadece öyle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kaybetmek istememek, kazanmak istemek; ikisi de iyi yönde istemek. Pirince giderken evdeki bulgurdan olmak istemiyoruz, ama pirinci de istiyoruz. :)

      Sil
  2. Her şeyi bir anda düzeltemeyiz ama bunun için çabalayabiliriz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet. Hayatta çabalamayı bırakmamalı...

      Sil
  3. Bu durumu zaman zaman yaşamayan yoktur sanırım. Ben bunun da hayatı sorgulamamız için gerekli olduğunu düşünüyorum. Zira Hayattan memnun olmadığımız zamanlar aslında değişme ve olmak istediğimiz kişiye dönüşme potansiyelimizin en yüksek olduğu zamanlar..
    Ama yoruyor insanı buda bir gerçek...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet yoruyor. Sabrın ve iradenin kuvvetli olması lazım bu dönemlerde. Buhran zamanlarında da kalp huzuru ve maneviyata kuvvet vermek lazım. Yoksa böyle durumların sonuçları depresyon.

      Sil
  4. Daha kötüsü bu duruma sebep bulamamak sanırım. Böyleyim ama böyle olmak istemiyorum. O zaman derdim ne? Bilmiyorum. Belki de hayatın daha iyi olmaya değmeyeceğini düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayatın biteceğini, yaptıklarının bir anlamı olmayacağını düşünmek de insanı bu hale getiriyor. Her şeye karşı pasiflik göstererek hayatı en az çabayla yaşamak gibi, bu da amaçsızlığı doğuruyor. Böyle olunca da sadece istiyorsun, yapmaya çalışmayı dahi düşünmüyorsun. Böyle yaşamak da hem çok zor, hem çok kolay.

      Sil

yazı hakkında ne düşünüyorsun, paylaş bizimle.